BÜYÜK ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ HAKK’A YÜRÜDÜ


 Görsel

            Türk Şiiri’nin Büyük Ustası, Dava Adamı, Güzel İnsan, Türkiye Diye Çarpan Yürek Abdurrahim KARAKOÇ Hakk’ın Rahmetine kavuştu. Ruhu şâd, kabri nûr, mekânı cennet olsun. Türk Milleti’nin başı sağ olsun!..

            Abdurrahim KARAKOÇ (1932 – 2012)

            7 Nisan 1932 yılında Kahramanmaraş’ta doğan Karakoç’un şiir merakı küçük yaşlardan gelmektedir. Şiire merakının bir sebebi de ailesinde dedesi, babası ve kardeşlerinin şair olmasıdır. İlk yazdığı şiirleri 2 kitap olacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 1964 yılında ”Hasana Mektuplar” ismi altında kitap haline getirdi. 1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi ve 1981 Mart ayında emekli oldu.

            Şiirlerinde esas unsur olarak insanı ele alan şair, şiirleri yüzünden otuza yakın mahkemeye verildi fakat hepsinden beraat etti. 1985 yılından beri gazetecilik yapan Karakoç, bir ara politikaya girdi ve ayrıldı.

            Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı:

            ‘Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım’

            30 yılı aşkın bir zaman içinde kitapları baskı üstüne baskı yenilemektedir. Bilhassa VUR EMRİ adlı kitap günümüz şairlerinin hiç birisine nasip olmayan bir kabul görmüştür.

KENDİ KALEMİNDEN, HAYATI

            ‘Ebedî kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine 1932 yılında dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle-böyle geçti. Kıt imkânlara, kıtlık yıllarına rağmen hâlâ o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, ‘Özlenecek neresi var? ‘ diyebilirler, amma ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim, boşluğumu şiirle doldurmaya çalıştım.

            Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gittiler.

            Bana gelince:

            Sağ olsunlar, iktidarların ve muhalefetin irikıyım politikacıları, ihtilal cuntacıları, ‘bilimsel’ cüppeliler, entellektüel züppeler, millî soyguncular, sosyete parazitleri, sermaye sülükleri, zulüm-işkence makineleri, adalet katleden hukukçular, dalkavuklar, üçkâğıtçılar v.s. hep bana yardımcı oldular. Şiir malzememi veren onlar, öfkemi bileyen onlar oldular. Yardımlarını inkâr etmiyorum, fakat teşekkür de etmiyorum.

            Dinsizlerin değil, din düşmanlarının, yani İslâm düşmanlarının da az yardımı olmadı. Bir bakıma dinî duygularımın kuvvetlenmesine vesile oldular.

            En uygun zamanda yaşadığıma inanıyorum. Yardımcılarım (!) var oldukları sürece yazmaya devam edeceğim. Allah (cc) kısmet ederse…’

            Evli ve 3 çocuk babasıydı.

            7 Haziran 2012 günü 46 gündür tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat etti. 8 Haziranda Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Bağlum’daki Abdulhakim Arvasi Hazretleri’nin de kabrinin bulunduğu mezarlığa defnedildi.

            Mekânı cennet olsun…

Bu yazı Genel içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın